4 Kasım 2012 Pazar

Yaratıcı drama ve anaokulu döneminde çocuklar

Anne ve babalara,

İfade ve paylaşım eksikliğinin oldukça fazla olduğu (yani kültürlerin kaynaşmaya çalıştığı bir coğrafyada) (çocuklarımızla birlikte) yaşıyoruz. (yeni yetiştirdiğimiz nesillerin tarihsel seyri de bir inceleme konusu oluyor tabi)
Göçlerin ve savaşların coğrafyasında travmalar kaçınılmazdır. 
"Aile dizini terapisi" bu gerçekliğin sadece sosyo-drama ağırlıklı yansımalarını görmeniz için yeterlidir.
Miniklerin yeni kuşaklara aktarılan yüzlerce karmaşık kodla baş etmeleri ise gerçekten güç olsa gerek...

Bu yüzden belki de (bir zamanlar) nine ve dedeler en rahat iletişim kurulan yakın dostlar oluyordu.
Ne yazık ki, modern zamanlardan geçişimiz, nükleer aile tipine yönelişler ve ayrıca bunun kapitalist düzendeki mekansal zorlayıcısı olan (imar planlı gerçek çevre düzenlemesinden 'yeşil alanlardan' mahrum bırakılan günümüzdeki) apartmanlara sıkışıp kalmış çocuklarımızın, artık tek dostu internet olmaya başladı.

İnternet ise bir yandan sosyal medya olanaklarıyla iletişimi hızlandırırken, diğer yandan bilgi kölesi gençler yaratabiliyor. Ezbere dayalı eğitim yüzünden, oldukça hasarlı yetişen çocuklarımızın sorgulama yeteneği de zamanla kayboluyor.
Yani, deneyim ve ifadeden yoksun, sosyalliğe kapalı, duyguları alınmış, yarı robot bir insan modeli*

Yaşam hakkının tartışıldığı ve ihlal edildiği ortamlar bir yanda, ömür gitgide uzuyor ve diğer yandan, sosyal güvencesiz bir yaşlılık hepimizi bekliyor. (Avrupa örnekleri: Nineler Dedeler isyanda)

Bu yazının sınırlarını daha fazla aşmaksızın kısaca önerim:
Yaratıcı drama kurslarına** 7'den 70'e katılınız:
Özellikle anaokulu döneminde çocuklar için alternatifler yaratılabilir, yeni eğitim düzeninde bu önemli bir gereksinim halinde karşımızda duruyor.

Minikler ve çocuklarımız için;
sözel, görsel, sayısal, ritmik, yaratıcı vb. zeka türlerini geliştirmenin, beyni iki lobuyla birlikte ilişkisel kullanmanın yolları da*** gecikmeden keşfedilebilir.

Son olarak, ileri zekalı çocuklarımızı daha erken zamanlarda farkedip, uygun eğitim kurumlarına yerleştiriniz. Onları yakın gelecek için zorunlu olarak yurt dışına hazırlayınız, ama insan avcılarına kaptırma sorunu yıllardır yaşanıyor...  (Hastane dizisi-5.6.2012)
Geleceğimiz onlardır.  (Ör: Çin'de yöneticilerin seçilişi!)
(Aksi halde, oy vermek zorunda kalınan sıradan temsilciler, bu ülkeyi akıl ve bilimden yoksun bir şekilde tek taraflı bir bakış açısıyla, ötekini yok sayan baskıcı bir zihniyetle yönetmeyi sürdürecekler ve eğitim+sağlık+barınma vb haklarımızı kullanma şansımız daha da kötüye gidecektir...)

* Acaba, bu modeli eleştirel etik bir bakışla test etmek üzere, biraz abartmaksak mı? Moleküler biyoloji ve genetikteki gelişmelerin yapay organlar yapmaya başlaması, önemli bir gereksinime (organ) işaret sayılabilir! Gitgide (uzak gelecekte) yarı-biyonik bir insan ırkı bile oluşabilir.

Savaşlar, kanser, hızla gelişen virüs salgınları, nükleer ve GDO'lu gıdaların yanısıra biyolojik silahlar, artan dünya nüfusu ve doğal kaynaklardaki eşikleri zorlayıcı çevre kirliliği, vb. bir çok sorunun olduğu, yeni uyduruk mesleklerin ve işsizliğin kol gezdiği, piyasa ekonomisinin elinde kar odaklı yönelimlerle ayakta kalmaya zorlanan bir dünyada hayatta olmanın ve bu hızla geğişimlere ayak uydurup, mutlu olmanın zorluğu da ortada!

**Google:
yaratıcı drama etkinlikleri
http://www.yaraticidrama.org/
http://www.istanbuldrama.org.tr/Tr/

Diğer bir Kaynak ve
yaratıcı dans çocuk  "Her zaman konuşmakta gerekmiyor." Üstelik, "Soyut olan belki daha yaratıcıdır."

(Somut alan ise tiyatro olarak düşünülmüştür: Ses, konuşma, hareket, dans, ritmik vb pek çok beceriyi geliştirmesi ve tarih boyu insanlığın, tüm canlılığın en kapsamlı gösteri alanı olarak)

Ör: http://www.ekoldrama.com/

Psikolojik sorunlar için oyun merkezli diğer deneyimler:
http://psikodrama.blogspot.com/ ve IPE  uzun süreli çalışmalarla eğitimleriyle desteklediği psikolog kadrrosuyla oldukça güvenilir alt yapıya sahip bir kurum olarak başvurulabilecek yerlerden.

Okullardaki Bazı Sorunlar:
  • Devletin anaokulları, okulları olduka kalabalık ve yeni mezun eğitmenlerle süreç ıskalanıyor.
  • Özel okullar ise pahalı, (yani çok cocuk yapanların derdi de çok), ticari ortama yem olmaları içten bile değil.
  • Okullardaki eğitimde zihin (gelişme çağındaki bir bedenle 'hatta sonrasında bile hep bedenle' uyumsuz) 5 algıdan ve çapraz zeka gelişiminden yoksun bırakılacak kadar 'gereksiz' bilgiyle ile doldurularak geliştirilemez... Bu bir ciddi bir 'gelişim süreci' (psikoloji anabilim dalı)  işidir, tek düze eğitim ile böylesine sakatlanmamalıdır.  
  • Belki ÖSYM pratikleri içinde zorunlu şans oyunu ile girilen üniversiteler de dahil, uzun yıllar oyalanıcı bir süreç içinde kalma söz konusu olmaktadır. Üstelik klasik sınıf hiyerarşisi içinde ve tek yönlü beklenti tembelliği de ayrıca ciddi bir sorundur. Kendi kendine eğitime dair bilinç kazandırma bile gerçekleşememektedir. Eğitim yerine öğretim bile olamayan bir çizgide kısır döngüde doğrusal zorlayıcı ilerleme=ekonomik düşüncesiz büyüme gibi er geç engelleri keşfedip yine unutan beyinler yetiştimektedir.
  • Artık geçmişte bırakılması gereken bu eğitim düzeni, ne yazık ki en değerli kıt kaynaklarımızın tasasrrufunu özendirip sağlayıcı temeller oluşturmak yerine, son 60 yıldır bariz açık bir savurganlık içinde üstelik bir çok hatalı düzenlemelerle sorun yaratıcı bir şekilde sürdürülmektedir.
*** http://youtu.be/3jrOIEkxnn8
Beden perküsyonu, bedeninizle teması ve algısal zekayı oldukça yaratıcı bir şekilde geliştiren, heyecan verici sosyal ortamlar oluşturan bir etkinliktir.
(Beyni iki lobuyla ilişkisel bir şekilde kullanma şansını kademeli olarak arttıran etkinlikler: yürüyüş, bisiklet sürme gibi sıradan veya piyano, keman vb müzik aletleri çalma, dans ve sporlar, eşzamanlı asimetrik koordinasyon gerektiren egzersizler gibi çeşitli aktiviteler...)

8 Nisan 2012 Pazar

Kötülükten beslenenler

Kötülükten beslenenler: William Beckford, Doğu masallarındaki haremin egzotik dokusu ile cinlerin, iblisin, büyücülerin ve yeraltı dünyasının karanlığını bir araya getiriyor - ASUMAN KAFAOĞLU-BÜKE

IQ, Hafızalarımızda masallar

BağlantıIQ hakkındamerak edilenler:

http://www.radikal.com.tr/index/IQ

Masal hafızalarımıza yolculuk:
Anket

15 Mart 2012 Perşembe

Yorumsuz - 4+4+4


Kaynak: İnternet
 
Sizden bu gün bir ricam var.Hepimizin ailesinde mutlaka bir çocuk vardır. Evlat, kardeş, yeğen , torun vs. Aşağıdaki metin sizleri çocuklarımızı ve gerçek anlamda geleceğimizi, ülkemizi çok ilgilendiren bir yasa hakkındaki devletin kurumlarından alınmış , yorum değil gerçek bilgilerdir..
Lütfen, Okuyun ve adres listenizle hiç ayırım yapmadan paylaşın. Bir zincir oluşmasına katkıda bulunun.ÇYDD’nin en demokratik yolu seçerek meclisi, milletvekillerini seçmesi desteklenmesi gereken bir duruştur.
Lütfen, Hangi dünya görüşüne sahip olursanız olun, hangi partiye oy veriyorsanız verin fark etmez..
Bu bilgilerin dağıtılması için sorumluluk almak yurttaşlık görevimiz olmalı.. Liseyi bitiren gençlerimizin bile geleceğe dair hayalinin, hedefinin olamadığı bir ülkede, okula gitme yaşının 5.5-6 olduğu bir ülkede 10 yaşındaki çocuklarımızın başına nelerin geleceği konusunda
lütfen , sorumluluk alalım.
Kocaman bir zincirin halkaları olalım.
 TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ 

Türkiye Cumhuriyeti’nin Sayın Milletvekilleri,
Eğitimde “üç dörtlük” yasa önerisini kabul ederseniz
TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
      1. Türkiye'de 7 ile 14 yaş arasındaki her üç çocuktan biri çalıştırılıyor. Türkiye çocuk işçiliğinin her geçen gün arttığı ülkelerden biri. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün araştırmasına göre 6 ile 14 yaş arasındaki toplam 11 milyon çocuğun 3 milyon 842 bini çalışıyor ve bu çocukların yarısından çoğu okuma, yazma bilmiyor.  Çalışan çocukların yüzde 64’ü kazandığı paranın tamamını ya da çoğunu ailesine veriyor. Sizler, birinci 4’ten sonra okula gitme zorunluluğunu ortadan kaldıracak olan bu yasaya onay vererek çocuk işçi sayısının artmasını mı istiyorsunuz?

TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
      2. Nüfus İdaresi kayıtlarına göre Türkiye’deki resmi evliliklerde gelinlerin yüzde 26’sı 16- 19 yaş aralığındadır. Dini evlilikler de dikkate alındığında bu oranın en az yüzde 30 olduğu sanılmaktadır. Araştırmalar, 8 yıllık kesintisiz eğitimle 16 yaşında evlenme olasılığının yüzde 44, 17 yaşında doğum yapma olasılığının da yüzde 36 azaldığını ortaya koyuyor. Sizler, birinci 4’ten sonra okula gitme zorunluluğunu ortadan kaldıracak olan bu yasaya onay vererek çocuk gelinlerin ve çocuk annelerin sayısının artmasını mı istiyorsunuz?

TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
       3. Türkiye’de 8 yıllık kesintisiz eğitimle 6-13 yaş grubunda okullaşma oranı, yüzde 99’a ulaştı. Sizler, birinci 4’ten sonra okula gitme zorunluluğunu ortan kaldıracak olan bu yasaya onay vererek çocukların okul dışına itilmesini mi istiyorsunuz?

TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
     4. 2002’de okul öncesi eğitimde yüzde 11 olan okullaşma oranı, sivil toplum örgütlerinin, bütün halkın desteğiyle yüzde 30’lara çıktı. AB ülkelerinde yüzde 90’larda olan okullaşma oranına ulaşmak, toplumumuzun tümünün isteği iken sizler, okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına almayan bu yasaya onay mı vermek istiyorsunuz?

TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
       5. Ülkemizin çocukları, nitelikli bir eğitim almak, iyi bir lisede okuma şansı elde etmek uğruna 14-15 yaşlarında, ailelerinin kıt bütçelerinden nice zorlukla ayırdığı paralarla bütün hafta sonları dershanelere taşınıyor. Sizler, birinci 4’ten sonra farklı okullara gitme fırsatı verileceği gerekçesiyle çocuklarımızın ikinci sınıftan başlayarak dershanelere gitmesini mi istiyorsunuz?

TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
     6. Erkenden meslek eğitimi vermek yerine, en az 8. sınıf bitinceye kadar, çocuklara temel bilgilerin verilmesinin akademik başarıyı artırdığı görüşü, günümüz bilim insanlarının ileri sürdüğü ve güçlü dayanakları olan bir görüştür. Sizler, birinci 4’ten sonra, 10 yaşında, çocukları bir mesleğe yönelterek sonradan onarılması olanaksız bilinçsiz seçimlere mahkûm mu etmek istiyorsunuz?

TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
    7. Ülkemizde, kaynaştırma eğitimi ile engelli çocuklarımızın toplumsal yaşama katılması, yeni yeni benimsenmeye başlandı. Sizler, ilk 4’ten sonra okula gitmeyi zorunlu olmaktan çıkararak engelli çocuklarımızı toplum dışına itmek mi istiyorsunuz?

TARİH SİZİ ASLA BAĞIŞLAMAZ!
BİZ YURTTAŞLAR DA SİZİ BAĞIŞLAMAYIZ.
BİZLER, SİZ MİLLETVEKİLLERİMİZDEN:
•  ÇOCUKLARIMIZIN YAŞAMINI, ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ KÖKTEN SARSACAK OLAN BÖYLESİ DEĞİŞİKLER YAPILMADAN ÖNCE BİZ YURTTAŞLARA, BU ALANDA ÇALIŞAN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE, BİLİM İNSANLARINA DANIŞMANIZI İSTİYORUZ.
•  EĞİTİM SİSTEMİNDE ÇOCUKLARIMIZIN VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ KARARTACAK DEĞİŞİKLİKLER YERİNE ONLARA, HİÇBİR AYIRIM YAPILMADAN EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ VE KALİTELİ BİR EĞİTİM OLANAĞI SAĞLANMASINI İSTİYORUZ.
•  BİZLER, ÇOCUKLARIMIZIN DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENMİŞ, SORGULAYAN, İNSAN SEVGİSİ VE ÇAĞIN GEREKTİRDİĞİ BİLGİYLE DONANMIŞ, EVRENSEL İNSAN HAKLARINA SAYGILI, LAİK VE DEMOKRAT BİREYLER OLARAK YETİŞMESİNİ İSTİYORUZ.
•  BU “ÜÇ DÖRTLÜK”  TASARISININ YASALAŞMASINA ENGEL OLMANIZI İSTİYORUZ.



Popüler Yayınlar

DALGIÇ Metafor Fantastik Hayalgücü İmgelem Rüya Çağrışım Hafıza Cumhur KOCALAR İSTANBUL TURKEY